20 Şubat 2023 Pazartesi

The Economist: "Türkiye'deki depremde yoksul bölgeler 3,5 kat daha fazla hasar gördü"

Gelişmiş kapitalist dünyanın en ünlü (ve aynı zamanda en yoksul düşmanı) ekonomi dergilerinden biri olan The Economist'te yayınlanan aşağıdaki yazıyı, bu dergiyi çıkaran militan tekelci kapitalizm savunucularının bile yaşanan depremlerdeki insan kayıplarının temel nedeni konusunda bizim burjuva basınından çok daha gerçeğe sadık olduklarını göstermesi bakımından önemli bulduğumuz için yazının tam bir çevirisini okurlarımızla paylaşma ihtiyacı duyduk. — İşçi Sınıfının Kurtuluşu.

...

Türkiye'deki depremde yoksul bölgeler 3,5 kat daha fazla hasar gördü

The Economist, 16.2.2022

Hayatını kaybedenlerin kaç kişi olduğunun sayımı hâlâ devam ediyor olsa da Türkiye'de 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin 2010'dan bu yana dünyanın en ölümcül doğal afeti olduğu daha şimdiden belli oldu. 

Yıkımın büyüklüğü hesaplanadursun uydu görüntüleri bize bu büyüklük hakkında bir fikir verebilir. Dokuz kentsel alanda binaların %5'i uzaydan görülebilen hasar belirtileri gösteriyor. Ucuz konutların bulunduğu bölgelerdeki yıkım daha fazla.

Bu sonuca, Türkiye üzerinden 12 günde en az iki kez uçan Sentinel-1 uydusundan alınan verileri kullanarak ulaştık. Bu uydunun sentetik açıklıklı radarı, mikrodalgalarını dünyaya gönderir ve bu dalgaların geri döndüklerinde yaptıkları yankıyı ölçer. Dünyadaki nesnelerin şeklindeki değişiklikler bu sinyalin gücünü değiştirir.

Londra Üniversitesi Akademisi'nde çalışan Ollie Ballinger ricamızı geri çevirmedi ve bölgenin felaketten önce çekilen görüntülerini 9 ve 10 Şubat'ta alınan görüntülerle karşılaştırdı. Her piksel için, deprem öncesi taban çizgisinden gelen sinyal yoğunluğundaki değişikliğin şans eseri ortaya çıkma ihtimalini hesapladı

Daha sonra bu sonuçları Microsoft ve OpenStreetMap'ten haritalar oluşturarak birleştirdik. Herhangi bir pikselin önceki görüntülerden en az %95 gerçek sapma şansı varsa yapıları muhtemelen hasarlı olarak ve bir binanın ortalaması %95'e ulaştıysa büyük ihtimalle hasarlı olarak sınıflandırdık. İkinci yöntemle elde edilen veriler, Birleşmiş Milletler’in savaştan zarar görmüş Ukrayna şehirlerine dair verdiği hasar tahminlerine çok yakındı.

Mevcut resmi rakamlar, Kahramanmaraş gibi şehirlerde hasar gören bina yüzdelerinin çift haneli olduğunu gösteriyor; bu bizim tespit edebildiğimizden de daha yüksek bir oran. Bu durum, incelenen alanlardaki farklılıklardan, yıkılmadan onarılamayacak şekilde hasar görmüş binalardan veya sinyal gücündeki değişiklikler için belirlediğimiz yüksek eşikten kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca, olası hasar payının %20'ye yaklaştığı Malatya'ya ilişkin verilerimiz, uydu şehir üzerinde sadece bir uçuş gerçekleştirdiği için güvenilir olmayabilir.

Bununla birlikte, verilerimiz aynı anda tüm bölgeyi kapsıyor ve tutarlı yöntemler kullanarak alanlar arasındaki hasarı karşılaştırmayı mümkün kılıyor. Deprem sonrası iki görüntüyle incelediğimiz yedi yer arasında en sert darbeyi, %10 olası hasar ve %5 olası hasarla fay hattına yakın, çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı Adıyaman almış. Bölgenin en büyük şehri olan Gaziantep en az etkilenen şehir.

İki merkez üssü arasında kalan 560.000 nüfuslu Kahramanmaraş'ta binaların %2'sinde olası hasar görüldü. Depremin etkisi, muhtemelen daha pahalı yapıların daha sağlam olması nedeniyle yoksul bölgelerde en fazlaydı. Muhtemel hasarlı binaların payı, en pahalı evlerin bulunduğu ondalık dilimde %1,0 civarındayken en ucuz evlerin olduğu onda birlik dilimde %3,6 civarındaydı.

Binaların büyüklüklerine göre ayarlama yapıldıktan sonra (daha büyük yapılara verilen hasarın tespit edilmesi daha kolaydır), ortalama emlak fiyatlarındaki her %10'luk artış, olası hasar payında yüzde 0,8'lik bir düşüşe karşılık geldi. Gevşek yapı yönetmelikleri ile deprem eğilimli bir bölgede yaşamak risklidir. Yoksulken bunu yapmak daha da risklidir.

çeviri: İşçi Sınıfının Kurtuluşu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder