"İnsaf edelim de, artık Kemalizmin faşizmden ayrılan noktalarını aramakla zaman yitirmeyelim."
"... 'Profesyonel kuyrukçular' {Şevket Süreyya, Vedat Nedim Tör gibi TKP döneği Kadro'cular kastediliyor}, satılık eşekler gibi yemlerini kim veriyorsa onun adına anırıyorlar. Dün işçi sınıfından bir çıkar umdukları zaman, proletarya ideolojisini bir semer gibi taşıdılar. Bugün arpayı burjuvazi verince, semerlerini attılar. Sırtlarında yaldızlı birer palan, Halk Partisi'nin vurduğu gemle paşaların "adsız" düzenbazı oldular.
Kuşku yok ki, kuyrukçularla satılık eşekler arasında içtenlik bakımından derin bir fark var: Eşek, sahibi kim olursa olsun, onun çıkarına hizmet eder. Fakat kuyrukçu eşekler, işçi sınıfını resmen "efendi" bildikleri zaman bile, gözleri burjuva ahırlarında kalmış eşşoğlu eşşeklerdiler. Hep burjuva ad ve hesabına çiftetelli oynuyorlardı.
Bugün layık ve aşık oldukları kanunlara yaslanan Kuyrukçular burjuvazi için nasıl çalışıyorlar? Teslim edelim, canla başla. Edebiyattan eğitime, hekimlikten öğretmenliğe, ideologluktan ekonomistliğe kadar her alanda Halk Partisinin kaldırılan her taşı altından bir kuyrukçunun başı çıkıyor." (Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Partide Konaklar ve Konuklar, Yol Kitap 3, Sosyal İnsan Yay., s. 99)
"... Görüyoruz ki, burjuva ve küçük-burjuva aydın finolarının, dünyada misli görülmemiş bir harikadır diye uğrunda geceli gündüzlü havlayıp durdukları Kemalizmin bütün yöntemleri örneksiz olmak şöyle dursun, bundan daha yetmiş yıl önce, Almanya'da Bismarkizmin uygulamasının alaturka bir taklidinden ve faşizmle bulaştırılarak biraz "çağdaş" bir çeşni verilmesinden başka bir şey değildir.
... Bugün Türk burjuvazisi, Avrupa kapitalizminin çöktüğü yolunda bol bol atıp tutmalara ses çıkarmayabiliyor.
Türkiye'de, yeni bir ulusal kapitalizmin doğuş hızı, bu kapitalizmin bugünkü elebaşlarına sonsuz bir gelişime kavuşulacağı duygusunu aşılayabiliyor. Fakat, biz işçilerin de bu Halk Partisi'nin "vekalet-i celile zenginliği"ne kapılmamız büyük bir aldanma ve sapıtma olur. Türk burjuvazisi, aşağıdan yukarıdan, her araçla Türkiye'de doğan Kemalist rejim hakkında istediği serenatları okuyadursun. Biz biliyoruz ki, Türk kapitalizmi emperyalizm döneminde doğan bir rejimdir; üstelik emperyalizmin de dünya devrimleri çağında gelişime imkân bulan bir rejimdir. Onun için, Türk burjuvazisi, daha serbest rekabetin tadını tatmadan tekelci kapitalizmin bütün ağlarıyla kolunu kanadını bağlamış durumdadır. Bugün Türkiye'de, belki dünyanın pek az yerinde görülen derecede yırtıcı ve bencil bir ulusal sermaye sistemi egemendir; kapitalist sınıf içinde bir avuç kodaman kapitalistler oligarşisi, burjuva aristokrasisi, bütün ağırlığıyla, diğer orta ve küçük-burjuvalar üstündeki hegemonyasını kurmuş bulunuyor, kapitalist sınıf içindeki klasik hiyerarşi, Türkiye'de Kemalist denilen militarist faşizmle en orijinal nitelikleri kazanmıştır." (Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Legaliteyi İstismar, Yol Kitap 5e, Sosyal İnsan Yay., s. 28, 41-42)
"... İnsaf edelim de, artık Kemalizmin faşizmden ayrılan noktalarını aramakla zaman yitirmeyelim." (Dr. Hikmet Kıvılmcımlı, Strateji Konusu, Yol Kitap 5a, s. 51)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder