Bu savaş sadece “Saray’ın savaşı” mı?

TSK'nın "Barış Pınarı Harekatı" adı altında başlattığı işgal harekatı hakkında HDP Genel Merkezinin twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle: “Kürt halkının Arap, Türkmen, Süryani, Ermeni ve Ezidi halkları ile birlikte eşitlik ve kardeşlik hukuku içerisinde yaşamaları Türkiye için bir tehdit değil, bir güvencedir. Bu savaş halkların değil Sarayın savaşıdır.”

Pek değerli HDP yöneticisi dostlar: lütfen kendinizi ve halkları kandırmaktan vazgeçin, vazgeçemiyorsanız da en azından şu kritik günlerde biraz mola verin! "Kürt halkının Arap, Türkmen, Süryani, Ermeni ve Ezidi halkları ile birlikte eşitlik ve kardeşlik hukuku içerisinde yaşamaları" Türkiye halkları için kesinlikle bir tehdit değildir ama Türk sermaye devleti için pekâlâ ciddi bir tehdittir.

Ayrıca bu savaş sadece Saray'ın savaşı değildir. Sizin "demokrasi ittifakı" kurmak istediğiniz "Saray karşıtı" CHP ve İYİP de, tekelci burjuvazinin hizmetinde olan irili ufaklı bütün diğer partiler de “Saray”la bütün çelişkilerini bir yana bırakarak bu savaşı açıkça ve militanca destekliyorlar. CHP genel başkanı olan zat-ı muhterem, partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı ve uzun uzun Suriye'ye girmeye neden karşı olduklarını açıkladıktan sonra "askerlerimizin burnu kanamasın diye" savaş tezkeresini onaylayacağını söyledi. Askerlerin burnu kanamasın diye onları savaşa yollamak, insanları aptal yerine koyma çabasında ancak a la turka sosyal-demokrasimizin ulaşabileceği bir düzeydir. İYİP genel başkanı kontrgerillanın Meral ablası da yine partisinin grup toplantısında “İç politikada siyasi rekabete devam edeceğiz, birbirimizi eleştireceğiz, ama dış tehditlere karşı bir tek partimiz vardır. O da al bayrak partisidir. … [Trump’ın sözlerini kastederek] Bu hadsizliğe en iyi cevap Fırat'ın doğusuna girip terör koridorunu yarmaktır'” şeklinde uludu. Böylece "demokrasi ittifakı" kuruldu/kurulacak derken -faşist Meral ablanın ifadesiyle- "Albayrak Partisi" ya da Emperyalist Savaş İttifakı kurulmuş bulunuyor.

Gelin görün ki bu partilerle ülkeye sözüm ona "demokrasi getirmek" için ittifak aramakta HDP’de buluşan ulusal ve sosyal oportünizm şefleri gibi sınıf ve tarih bilincinden yoksun olmayanlar hiçbir gariplik görmüyor, zira bu savaş onların çıkarlarını gerçekleştirmek için varoldukları sınıfın, yani tekelci burjuvazinin savaşıdır.