"TSK, Saray'ın savaşına alet edilmeye çalışılmaktadır. O yüzden ilan ediyoruz: TSK'nin, Saray’ın savaşına alet edilmeye çalışılması kabul edilemez. Her baskıcı rejim ve iktidar gibi, Saray Rejimi de sorunlarını silahla, kan ve gözyaşı siyasetiyle çözme arayışına girmiştir. Yerel seçimlerde istediği sonucu alamayan iktidar, başlattığı harekâtla içeride toplumsal desteğini artırmaya, muhalefeti ise sindirmeye çalışmaktadır."
Sınır Tanımayan Oportünistler Örgütü başkanı Bay Erkan Baş'ın son açıklaması aynen böyle... TSK savaşa "alet ediliyor"muş! Burjuva devletin, ordunun ve savaşın sınıf karakterini bir türlü anlamayan/anlamak istemeyenlerin düşeceği ahmaklık düzeyi budur işte.
TC'nin ve TSK'nın Suriye'ye emperyalist işgal saldırısının sadece "Saray'ın savaşı"na indirgenmesi ve tekelci burjuvazinin bu şekilde aklanması bütün oportünist partiler açısından karakteristiktir ve salt TİP'e özgü değildir. Fakat "TSK savaşa alet edilemez" gibi dahiyane bir inciyi yumurtlamak Türk Kautsky'si olmaya soyunmuş olduğu anlaşılan Bay Erkan Baş'a nasip olmuştur. TSK savaşa alet edilemez demek polis teşkilatı grevci işçileri dövmeye alet edilemez demekten hatta itfaiye teşkilatı yangın söndürmeye alet edilemez demekten daha mantıklı değildir. Zira burjuva düzende burjuva ordunun en temel varlık nedenlerinden biri burjuvazisinin sınıf çıkarları doğrultusunda içeride ve dışarıda savaş yürütmektir. Eğer Saray iktidarı varsa (ki bu tekelci burjuvazinin iktidarının yalnızca mevcut andaki biçimidir) doğal olarak TSK da Saray'ın savaşının aleti olacaktır. Fakat bay Erkan Baş gibi oportünistler TSK'yı sınıflar üstü bir örgüt gibi göstermeye, burjuva ordunun niteliğini Marksizmin abc'sinin ışığında değil lisedeki vatandaşlık dersinde öğrendikleri palavraların ışığında değerlendirmeye devam ediyorlar.