Güney Afrika’daki son işçi katliamının bir kez daha gösterdiği gibi:
'Her kızıl bayrak, komünizmin bayrağı değildir!'
17 Ağustos günü çeşitli haber kaynaklarına düşen bir habere göre:
"Grevlerin, eylemlerin ve işçi katliamlarının eksik olmadığı Güney Afrika'da, hükümetteki Afrika Ulusal Konseyi'nin (ANC) yönettiği Steve Tshwete belediyesinin özel güvenlik güçleri tarafından grevci işçilerin üzerine ateş açılması sonucunda dört işçi ağır yaralandı. İşçilerden ikisi hayatını kaybetti."
Güney Afrika'da ırkçı apartheid rejimi yıkıldıktan bu yana ANC'nin kesintisiz olarak iktidarı "üç parçalı ittifak "adı altında ultra-revizyonist Güney Afrika "Komünist" Partisi ve onun sendikal konfederasyonu COSATU (Güney Afrika Sendikaları Konfederasyonu) ile resmen paylaştığı unutulmamalı. Bunlar 2012'de 34 madencinin katledildiği Marikana katliamı da dahil olmak üzere "siyah" burjuva düzeninin bütün katliamlarına işçi sınıfına ve yoksullara karşı bütün saldırılarına ortaktırlar. Siyah işçiler, sınıfsal kurtuluşla birleşmeyen ulusal kurtuluşun işçiler için ne kadar az şeyi değiştirdiğini şöyle anlatıyorlar: "Eskiden bizi sadece beyaz polisler kurşunluyordu, şimdi siyah ve beyaz polisler kurşunluyor."
Günümüzde sahte "komünizm" bütün dünyada aslında son derece örgütlü ve güçlüdür. Çin, Kuzey Kore, Küba, Vietnam gibi sahte "K"P'lerin ya da "İşçi Partileri”nin hâlâ iktidarda olduğu ülkeleri bir yana koysak bile, Hindistan'da, Rusya'da, Brezilya'da, Yunanistan'da, İspanya'da, Nepal'de, Japonya'da, Sri Lanka'da, Kıbrıs'ta ve daha pek çok yerde bazılarının üye sayısı 100 binleri bulan, pek çoğu ulusal veya yerel hükümetlerin açık veya örtülü ortağı olan sahte komünist özde sosyal-demokrat partiler - açık sosyal-demokrat, "sosyalist", "solcu" vb. partilerle birlikte - burjuvazinin iktidarının sürdürülmesinde kritik bir rol oynuyorlar. Örneğin günümüzde Rus emperyalizminin Ukrayna’da yürüttüğü acımasız emperyalist işgal savaşının en güçlü destekçilerinden biri 160 bin üyesi olduğunu söyleyen Rusya Federasyonu “Komünist” Partisi’dir.
Lenin'in ısrarla vurguladığı gibi bu burjuva ve küçük-burjuva "işçi partileri" burjuvazinin işçi sınıfı içindeki temel sosyal dayanağıdır, bunlar olmadan burjuvazi bir çok ülkede bir gün bile ayakta kalamaz, bu partiler "sol", işçi dostu vb. maskeleriyle burjuvazinin iktidarını - yine Lenin'in vurgusuyla - "açık burjuva partilerinden daha iyi" savunurlar ve en kritik anlarda düzene kalp ilacı olurlar. Çoğu zaman işçi sınıfına ve emekçi yığınlara açık burjuva partilerin cesaret edemediği en ağır saldırıları yine bunlar gerçekleştirir.
O yüzden dün olduğu gibi bugün de bütün ülkelerden sınıf bilinçli işçilerin öğrenmesi gereken ilk derslerden biri şudur: "Her kızıl bayrak, komünizmin bayrağı değildir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder