Uzun yıllardır sol partilerin eylemlerde attığı bir slogandır: "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!".
TİP milletvekili Ahmet Şık da diyor ki:
"İktidar değiştiğinde AKP bir siyasi parti muamelesi görmeyecek, kapatılacak, suça karışanlar yargılanacak."
Biz de diyoruz ki, hiç sanmıyoruz! Ahmet Şık'ın iktidar değiştiğinde derken kastettiği muhtemel "Millet İttifakı" iktidarında "devr-i sabık yapmayacağız" denilecek ve kendisiyle şu ya da bu biçimde "helalleşilecek"tir. Günümüzde bütün burjuva muhalefet sözcüleri Erdoğan'a ve AKP'ye oranla Menderes'in, Demirel'in ve Özal'ın karşılaştırılamayacak kadar iyi olduğunun propagandasını yapıyorlar. "Türkiye'yi NATO'ya sokan" Menderes'i, Türk devletine "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne Türk dünyası" perspektifini veren Demirel'i hatta "Türkiye'yi dünyaya açan" Özal'ı yere göğe koyamıyorlar. Bunların ve partilerinin kendi iktidarları döneminde ezilen ve sömürülen kitlelere karşı işledikleri bütün suçları unutuyorlar. Menderes'in NATO'ya girişin bedeli olarak Kore'de Türkiye halklarının çocuklarını "ucuz asker" olarak kurban etmesini, "bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz" diyen Demirel'in bütün ilerici ve devrimci hareketlere karşı her türlü anti-komünist, faşist akımları teşvik etmesini, işçi sınıfının "Çankaya'nın şişmanı, işçi düşmanı" lakabını taktığı Özal'ın 12 Eylül yasaklarını ve 12 Eylül faşizminin işçi sınıfına dayattığı muazzam sefaleti sonsuza kadar korumak istemesini (ki işçi sınıfının kitlesel 89 Bahar Eylemleri patlamasına yol açmıştır) hiç hatırlamak istemiyorlar. Üzerinden yeterince zaman geçince Erdoğan'ın bu burjuva baylar ve bayanlar tarafından Türkiye'yi emperyalizm aşamasına geçiren, savaş sanayiine çağ atlatan vb. bir tür 2. Atatürk olarak yüceltilmesi bile mümkündür. En kötü ihtimal Tansu Çiller gibi yolsuzluk dosyaları kapatılır ve Boğaz'da bir yalı verilir, rahat içinde yaşayıp gider...
Bu yüzden sınıf ve tarih bilinçli proleter devrimciler yukarıdaki sloganı her duyduğu yerde şununla tamamlamaya çalışır: "Gün gelecek, devran dönecek, sermaye halka hesap verecek!" Zira ülkemizdeki burjuva cumhuriyetin bütün tarihi sermayeden devrimle hesap sorulmadığı sürece bir burjuva iktidarın gidip başkasının gelmesinin ezilen ve sömürülen yığınların kaderinde hiçbir ciddi değişikliğe yol açmadığını defalarca kanıtlanmasından ibarettir. Burjuvazinin sınıf iktidarından proleter devrimle hesap sorulmadığı sürece Menderes'lerin, Demirel'lerin, Özal'ların, Çiller'lerin suçlarının hesaplarının "divana kalması" gibi Erdoğan'ın ve AKP'ninkiler de pekâlâ kalabilir.
Sınıf Politikası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder