Profesyonel uzlaştırmacı S.S. Önder, Bülent Arınç ve Abdullah Gül'le görüşmesinden sonra diyor ki:
"... Bundan sonrasını akil mekanizmalarla yürütmek gerekiyor. Bundan sonra eylemler bir şölene dönüşmelidir. Hiçbir eyleme çekilin çağrısı yapmam ama onların bir yoldaşı olarak söylüyorum, demokratik ve barışçı bir zeminde yürütmeliyiz."
Böyle dost görünüp açıkça grev kırıcılığı yapan "yoldaş" düşman başına.
Kürdistan dağlarından sonra sıra Türkiye sokaklarını cellatlarıyla "barıştırmaya" geldi anlaşılan.
Kılıçdaroğlu ve CHP sözcüleri de seçim hesapları için kullanabilecekleri çerçevenin çok ötesine geçmeye başlayan direnişi sönümlendirmek, "barışçı" yola çekmek için çabalıyor.
Can ve kan pahasına yapılan direnişin burjuvazi içi iktidar oyunlarına kurban edilmesine izin vermeyelim.
Cellatlarımızla barışmayacağız, kondulara barış, saraylara-villalara-plazalara-avm'lere savaş!
Liberalizm ve ulusalcılık bozguna, sonuna kadar kararlı, bağımsız ve enternasyonalist devrimci sınıf mücadelesi zafere götürür!
“Türkün sabrı, Kürdün inadı, Lazın coşkusuyla kazanacağız!” (TEKEL eylemlerinden bir slogan)
Lenin'in söylediği gibi ezilenlerin ve sömürülenlerin şöleni devrimdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder