Burjuva ve küçük-burjuva partiler cephesinde ittifaklar borsası tavan yapmış durumda. Bu pazarlıklar içinde bir azılı gerici Hüda-Par, Yeniden Refah vb. partilerin "Cumhur ittifakı" ile yürüttüğü ittifak görüşmelerine bakın, bir de bizim TİP'lerin, Sol Parti'lerin, EMEP'lerin "hiçbir karşılık beklemeden" peşin peşin burjuva muhalefetin kuyruğuna takılmalarına ve başkalarını da takma çabalarına ve yöntemlerine bakın. Birinciler bu fırsatı kullanarak kendi gerici programlarının başka zaman yapabileceklerinin yüz katı, bin katı kadar yaygın ve güçlü propagandasını yapıyorlar. İkincilerin tek gündemi "birinci turda işi bitirmek" ve kırık dökük birkaç lakırdı hariç sosyalizm adına söyleyecek programatik hiç bir sözleri yok. Temel gündemleri de kesinlikle sosyalizmin, devrimin propagandası değil. Onlar tamamen burjuva muhalefetin bir an evvel iktidara gelmesine odaklanmış durumdalar, bu şekilde kurulacak yeni bir burjuva hükümetten açık ve örtülü olarak inanılmaz beklentileri (bunun ülkeye demokrasi getirmesi, AKP-Erdoğan döneminin bütün suçlarından hesap sorması vb.) vardır ve diğer her şey onların gözünde "şu an için" tamamen talî önemdedir.
Bu partilerin sağ sosyal-demokrat CHP'nin hafifçe daha "sol" sosyal-demokrat uzantıları olmaktan başka oynamak istedikleri hiçbir rol yok. CHP'nin önderliğindeki ittifak iktidara gelirse ona karşı şiddetli bir muhalefet yapacakları yönündeki atıp tutmaları da tamamen palavradır. Olsa olsa "millet ittifakı"na keskin muhalefet görüntüsü altında CHP'nin ittifak içindeki sağ ortaklarına karşı dışarıdan bir denge rolü oynamayı tasarlıyorlar. Zaten başta belediyeler olmak üzere şimdiden kurulmuş olan sıkı ilişkiler "muhalefet" adına daha ötesine gitmelerine izin vermiyor. Bu partilerin son derece pragmatist şefleri "millet ittifakı" -bunların yönettikleri partilerin de küçümsenemeyecek desteğiyle- iktidara gelebilirse bu iktidardan kendi "hak edişlerini" mutlaka talep edeceklerdir ve böylece CHP ile daha da bütünleşeceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder